KOKU ve İNSAN

KOKU VE İNSAN

BİR KOKUSU OLMALI İNSANIN

HATIRLATMALI BİR LODOS ESTİ Mİ

YA DA YANINDAN GEÇERKEN BİRİ

BİR KOKUSU OLMALI İNSANIN

YILLAR GEÇSE DE ONUN KOKUSUYDU DENMELİ…

İnsanoğlunun en hassas duyularından biri koku almaktır.  – Patrick Süskind dediği gibi “Kokuların öyle bir inandırıcılığı vardır ki, sözden, gözle görmekten, duygudan, iradeden daha güçlüdür. Savılıp atılamaz bu inandırıcılık, soluduğumuz havanın ciğerlerimize işleyişi gibi, o da içimize işler, doldurur bizi, hepten ele geçirir, çaresi yoktur.”

Gerçekten de kokuların sözden, gözle görmekten öte insan için sayısız çağrışımı ve içimize işleyişi vardır.

Birini anımsanın, bir anın, bir duygunun, bir yerin bir kokuyla çağrışımı hepimizin hayatlarındadır.  Hatta koku kavramı sadece somutlukların ötesinde soyut alanların tarifinde bile kullanılır. Şeyhi’nin beytinde de gördüğümüz üzere “elemin bile kokusuna” atıf yaparak kokuların insan hayatında vazgeçilmez bir yerde olduğunu anımsatır bize.

Görmeye devletün güneşi zerrece zevâl

İrmeye sıhhatün güline şemme-i elem (Şeyhî)

KOKU ve ZİHİN

Kokunun beyin üzerindeki belirgin etkilerinin, ilk insandan itibaren hayatta kalma ve ölüm kavramlarının önemli bir parçası olduğuna inanılır. Burundaki koku hücreleri, reseptörler evrimsel açıdan beynin en eski kısımları arasında yer alan limbik sistemle bağlantılı olup bu da duyguları, davranışları ve uzun süreli hafızayı yönettiği görülür. Koku duyusu da buradan kontrol edilir. İlkel insanlarda bu anlamda koku alma çok daha güçlü olurdu, böylece hem düşmanların hem de yiyeceklerin kokusunu alabiliyorlardı. Ancak, kokunun hayatta kalmadaki önemi büyük oranda ortadan kalkmış olsa da beyindeki ve beden üzerindeki etkileri günümüzde hala devam etmektedir.

Araştırmalar, kokuların rüyalar, duygular, stres, ağrı, konsantrasyon ve hafıza gibi neredeyse her şeyi etkilediğini göstermiştir. Mesela, lavanta kokusu kendinizi iyi hissettiren hormonların salgılanmasını sağlar ve sizi mutlu eder, gül kokusu ise kan basıncını düşürür ve sizi rahatlatır.

Lavanta, vanilya, kahve ve gül kokusu uykusuzluk ve stres konusunda size yardımcı olabilir. Maryland Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, lavanta kokusu uykusuzluk, kaygı, stres ve ağrıya yardımcı olabiliyor. Araştırmacılar, lavanta ile yapılan aromaterapinin sinir sisteminin aktivitesini yavaşlatabileceğini, uyku kalitesini artırabileceğini, gevşemeyi sağlayabileceğini ve uyku bozukluğu çeken insanlarda ruh halini yükselttiğini söylüyor.

Kaliforniya Üniversitesi’ndeki araştırmacılara göre ise, kahvenin kokusu da sakinleştirici bir etki yaratabiliyor. Almanya’daki Tubingen Üniversitesi’ndeki bir çalışmada, vanilya kokusu sakinleştirici bir etkiye sahipken, Tayland’daki bir araştırmaya göre gül kokusunun hem solunum hızını hem de kan basıncını düşürdüğü ortaya çıkmıştır. (Zeynep Büyükaşık)

Sonuç olarak;

Koku ve insan arasındaki etkileşime dair araştırmaların son yıllarda popülerlik kazandığı ve kokuların insan hayatında çok önemli bir yerde olduğunun ispatlandığı görülmektedir. Biz de yazımızı sonlandırırken Mevlâna Celaleddin Rumi’nin “Koku, Gönül Gözünü Açar” tavsiyesindeki koku konusunun ne derece önemli bir kavram olduğunu bir kez daha idrak ediyoruz…

Cevap bırakın

Your email address will not be published. Required fields are makes.

Img back to top